18 Aralık 2008

Yılbaşı Yaklaşırken Sevgilinize Özel Romantik Hediye Seçenekleri HediyeDenizi'nde


HediyeDenizi'nde, kadın, erkek, genç aktif spor giyim, kozmetik, kişiye özel ve sıradışı hediye kategorilerinde Sevgililer Günü için birbirinden şık ve romantik hediye çeşitleri ile aşkını anlatmak isteyenlere çok özel hediye alternatifleri sunuyor.

Romantik hediye seçenekleri için, kişiye özel hediye kategorilerinde farklı tarz ve model alternatifleriyle en zarif hediyeleri bulabilir, yine erkek arkadaşınıza kişiye özel hediye kategorisinden şık bir kravat, kol düğmesi veya kravat iğnesi seçebilir ya da kozmetik reyonundan sevgilinize en sevdiği parfümü hediye edebilirsiniz.

Dekoratif ve pratik hediye seçenekleri için, ev kategorilerinde kalp desenli şık bir tepsi, vazo, çerçeve, bornoz ya da nevresim takımı seçebilirsiniz.

Şık hediye seçenekleri için, kozmetik kategorisinde makyaj seti ya da cilt bakım serisi alabilir, aksesuar kategorisinde ise seçeceğiniz küpe ve kolyelerle sevgilinizi mutlu edebilirsiniz.

HediyeDenizi’nin tüm kategorilerinde aşkınızı ifade etmenin binbir farklı yolunu bulabilirsiniz.

Siz yeter ki isteyin...

02 Aralık 2008

Yılbaşına Yaklaşırken “Kişiye özel” ürünler



Genellikle el yapımı özgün tasarımı ve özgün üretim tekniği ile üretilen “kişiye özel” hediyelik ürünler gerek evlere canlılık getirirken gerekse bireylerin üzerinde unutulmaz bir etki yaratıyor.

Özgün bir teknik ve çok özel ithal kumaşlarla üretilmiş olan el yapımı yılbaşı noel baba çorapları, yılbaşı bebekleri, her tür ve boyda yılbaşı sofrası örtüleri ve runner’ları, Amerikan servisleri, şaraplıklar, yılbaşı ağacı etekleri, yatak odası takımları, yatak örtüleri, nevresimler, yastıklar, banyo takımları/ havlular ve perde ürünleri ile bir ev için hediye seçeneklerinde sınır tanımıyor.

Ayrıca biblolar, el yapımı seramikler, mumlar, özel hediye ambalajları, iğnedenlik, nakışlı altın yastığı ve lavanta torbaları ile farklı hediye seçenekleri de sunuyor.

24 Ekim 2008

İşte Yanına Yaklaşılmaz Hediyeler !!!

Bu hediyeler harika ama ya fiyatları ...



6.4 milyon dolarlık Harry Winston marka elmas taşlı yüzük ...

LAKE FOREST CONFECTİONS'DAN 1 milyon dolara kutusu inci ve zümrütle süslenmiş çikolata ...




Chanel'in sadece 13 tane ürettiği 261 bin dolarlık Diamon Forever modeli çantası




Altın ve platin kaplama şişesinde 225 bin dolarlık tekilla : Tequila Ley-Passion Azteca

225 bin dolarlık fiyatıyla dünyanın en pahalı parfümü olan Majesty.


Türkiyede de satılan bu otomobilin yurtdışındaki fiyatı 150 bin dolar.



Guerlain in KissKiss adlı 62 bin dolarlık ruju satın almak için özel sipariş vermek gerekiyor.



Manolo Blahnik in 2 bin 685 dolarlık modeli ayakkabısı Aligator Halter modeli.

Bu hediyelerin en ucuzu ABD deki ünlü Eldorado Hotel in spasında 24 ayar altın kullanılarak yapılan cilt bakımı... fiyatı ise 475 dolar.

22 Ekim 2008

Kendisiyle Rekabet Eden Kazanacak !!!


Bugün rakamlar değil değişim konuşuyor...
Okuduğum ve çok beğendiğim bu yazıyı sizinle paylaşmak istiyorum...
Eminim ki siz de hak vereceksiniz...

Kendimize dönüp baktığımızda rakiplere göre vaziyet almanın daha kolay olduğunu sanırız. Çünkü beklentileri keşfetmek daha zordur. Pratikte ise şu basit kural geçerlidir: Kim ne kadar satmış; rakibin pazar payı ne kadar ve bilançolar neyi anlatıyor?

Bir bakıma rakamlar yarışıdır bizimkisi. Oysa rekabette bugün rakamların değil "değişimin" tedavülü söz konusu. Kim ne yenilik yapmış; neleri hayata geçirmiş? Kısacası rekabet üstünlüğü "pozitif beklentilerin değişimini" yakalamakla mümkün! Kriz dönemlerinde de bu böyle. Bir düşünün şimdi: Acaba "entelektüel vizyonerliğin temsilcisi" kaç kişi var şirketinizde? Örneğin krizde "fütüristik analizleri" klasik pazarlama birimleri mi yapıyor, yoksa bunun için özel ekipler mi kurulu? Doğrusu çok fazla ümidim yok. Bırakın değişimi, "bilgi yönetim sistemi"ni bile doğru algılayan kurum sayısı bizde hâlâ çok az.

Üç sektör değişimi öne aldı
Kriz rüzgârının etkisiyle belki yıkılmayacak ama olduğu yerde "donup kalacak" bazı sektörlerin olacağını söyleyebilirim. Yine de bu badireyi daha şimdiden atlatmış olanlarla başlayayım: Örneğin bankacılık! Bana göre bankaların krizi yüksek likiditeyle karşılaması onlar için büyük şans oldu. Kredilendirmede ise türev zenginliği, sektörü 2001’den farklı bir noktaya getirdi. Eğer kredilerin muhatabı olan kesimler paniğe sevk edilseydi iş çığırından çıkabilirdi. Bir bakıma bankalar kendileriyle rekabet etmenin avantajını bu krizde yaşadılar.
Bilişim teknolojileri de öyle! Bugün "Avrupa IT Rekabet Endeksi" sıralamasında iki kademe birden yükselerek 25. sırada yer alan sektör, dünya genelinde ise 38. sıraya terfi etti. Şimdi en büyük tehlike dövizin görece yükselmesiyle fiyatların aşırı şişmesi! Eğer sektör değişim sürecini devam ettirirse bu da aşılacaktır.

Mobil İletişim Sektörü"nü de unutmamak lazım bu arada. "Turkcell", "Avea" ve "Vodafon"dan oluşan sektörde bugüne kadar başarıyla süren "değişim uygulamaları" krizi pek hissettirmedi. Rekabetin değişimle renklendiği ender alanlardan biri olan sektörün kendini tekrar ederek değil; "kendi yarattığı uygulamalarla" mevcut değişimi sürdürmesi lazım.
Kriz galiba bu sektörü test ediyor! Şimdi devir "parasal değerlerle" öne geçme devri değil "değişimlerle farklılaşma" devri! Yeter ki her şeyden önce şu "vergi yükü" meselesi çözülebilsin.
Değişim stratejisi nasıl kurgulanır
Değişim stratejisi için Türkiye’de henüz uygulanamayan 3 temel yöntem var. Ancak stratejileri uygulayacak "değişim mühendisliğini" şimdiden var etmek daha önemli. (Burada kastedilen mühendislik ifadesinin işin ince ayarına gönderme yaptığı unutulmamalı.)
Organizasyonla ilgili kimi üniversitelerde "vaka çalışması" olarak okutulan ilginç bir örneği hemen hatırlatmak isterim: İlk transistorlu radyoyu ticari hale getiren ve walkman’ı icat eden kişi Japon Akio Morita’dır.
Edison’dan ilham aldı

Ortağı Masaru Ibuka ile kurduğu ünlü "Sony" markasını yaratan bu çelimsiz adam bir Edison hayranıydı.
Edison’un değişim eksenli çalışmalarını inceledi. Büyük dâhinin sırlarını bir bir keşfetti: Edison ekibine ilham veriyor, buluşları aynı anda birkaç kişiye birden yaptırıyordu. Bir anlamda değişim ve buluş fabrikatörüydü Edison! Aynı yöntemi uygulayan Morita, Sony’de devamlı üç çalışma grubu oluşturdu. Bunlardan biri mevcut ürünleri geliştiriyor; diğeri ise ona bir rakip gibi çalışarak daha mükemmel bir seçenek yaratmaya çalışıyordu. Üçüncü grup ise her iki grubun ürünlerini tüketicinin olası isteklerine göre yeniden şekillendiriyordu. Kısacası ortaya üç "değişim modeli" çıkıyor ve her grup bunu geliştirmek için kendi aralarında yarışıyordu.
Morita’nın çalışma grupları içinde yalnız teknisyenler değil, pazarlamacılar ve pazarlama psikologları da önemli roller aldı. İşte ünlü Sony’i bir dünya markası yapan da bu sıradışı anlayış oldu.
"Akıllı patronlar krizde başkalarını değil, kendilerini hedef alarak rekabet yaratırlar."
Kaynak:
Theodore Levitt

21 Ekim 2008

Sevdiklerinize Hediye Almakta Zorlanıyormusunuz?...

Hediye seçimi birçok kimse için hiç te kolay olmayan birşeydir. Genellikle özel günler dışında çok fazla hediye almayız. Özel günlerde ise birinden kaçarsınız diğeri gelir sizi bulur. Aslında özel günleri beklemeden arkadaşlarınıza hediye vermeniz ilişkilerinizi pekiştirmenizde yardımcı olur. Bakınız hediye seçerken işinizi kolaylaştıracak ve doğru hediyeyi almanızda size yardımcı olacak bazı tüyolar.

Hediye alacağınız kişiyi can kulağıyla dinleyin:Hediyenin gideceği kişiyle televizyonda reklam izleyin. Hangi reklamların onu heyecanlandırdığını gözleyin. Ya da o kişiyle bir alışveriş merkezine, dolaşmaya gidin. O vitrinlerin önünde durduğunda ilgisini çeken ürünleri aklınızın bir köşesine yazın. Hediye almadan önce birinci göreviniz, onun gerçekte ne istediğini saptamak.

Hediye alacağınız kişinin yakınlarına danışın:Eğer hediye almak istediğiniz kişiyle o dönemde fazla görüşme olanağınız yoksa, yakınlarıyla irtibat kurun. En yakın arkadaşı, kardeşi ya da iş arkadaşları size önemli ipuçları verebilir.
Hediye alacağınız kişiye doğrudan sorun:Eğer onun ne istediğini hiç öğrenemiyorsanız ve o da zor beğenen bir kişiyse, ona doğrudan sorun. Evet, bu sürprizi ortadan kaldırır ve karşınızdakini mahcup edebilir ama ona istemediği bir şey almanızdansa, sormanız daha anlamlı.



Ve asla unutmayın “siz ne alırsanız alın, beğeneceğini” söyleyenler, “sadece hatırlaman önemli” diyenler, “hiç bir armağan istemediğini” söyleyenlere kanmayın.

Şu armağanlardan ısrarla kaçının:
Alaycı armağanlar:Örneğin babanıza hiç bir zaman dışarıda giyemeyeceği “Yılın Babası” yazılı bir t-shirt almayın. Ama ilk kez baba olacak bir arkadaşınızın heyecanına katkıda bulunmak için, sembolik değeri yüksek bulunabilecek bir “Yılın Babası” t-shirt’ü alabilirsiniz.

Giyim kuşam:Bedenini tam bilmediğiniz kişilere asla giysi almayın. Bir de onlara alınan şeyi doğru bedenle değiştirmek gibi bir yükümlülük verirsiniz. Böyle durumlarda hediye çekini tercih edin.
Biblolar:Özellikle biblolara düşkün birine bu tür armağanlar alabilirsiniz. Öbür türlü biblolar pek bir işe yaramaz, onları nereye koyacağını kimse tam olarak bilemez.
Saldırgan armağanlar:İnsanların kusurlarını yüzlerine vuracak armağanlardan kaçının.
Aslında kendiniz için istediğiniz armağanlar:Kendinizi mutlu etmeye değil, karşınızdaki mutlu etmeye çalışın. Kendi zevkinize göre armağan seçmekten vazgeçin.
Evcil hayvanlar:Bırakın, evcil hayvanını kendisi seçsin. Evcil hayvan almak büyük
sorumluluktur. İlla ki alacaksanız, balık gibi bakımı nispeten kolay olanları seçin.

Hediye alırken işlevine ve hayal gücü içermesine dikkat edin:Karşınızdaki kişi sürekli yenilik peşinde ise, ona bir dil kursu, dans kursu ya da tenis kursu ayarlayabilirsiniz. Çok gitmek istediği bir konser için bilet armağan edebilirsiniz. Mutlaka işine yarayacak “naif” dekorasyon malzemeleri alabilirsiniz. İnternete düşkünse ilginç bir domain adı, oyun seviyorsa son moda masa üstü oyunları, sevgi ifadelerinden hoşlanıyorsa ilginç ve tatlı yiyecekler de armağan edebilirsiniz. Nadide şeyler peşinde koşanlar için ise en iyi armağanlar, o kişinin yıllardır arayıp bulamadığı bir albüm, ya da kitabı bulup buluşturup almaktır.

16 Ekim 2008

Evlilik Teklifi Etmeye Karar Verdiniz...Ama Nasıl ?

İşte size orjinal birkaç fikir... Okumadan evlilik teklifi etmeyin :)

Radyodan Evlilik Teklifi:

Kız arkadaşınızın her gün belli bir saatte dinlediği bir radyo programı varsa o programın sunucusuyla daha önceden konuşup teklifi sizin yerinize dile getirmesini isteyebilirsiniz. O soruyu sorduktan sonra da canlı yayına bağlanarak bir kez de siz kız arkadaşınıza o özel soruyu sorabilirsiniz.

Doğum Günü Hediyesi:

Ona doğum gününde evlenme teklif etmeye ne dersiniz? Tüm sevdiklerinin bulunduğu bir ortamda bu soruyu duymak inanın çok hoşuna gidecektir.

Sevgililer Günü Teklifi:

Sevgililer gününde ona çiçek ve çikolata almak yerine ona en büyük armağanı aşkınızı sunmanın en güzel yolu ‘Benimle evlenir misin?’ sorusundan geçiyor. Kız arkadaşınız bu sorudan sonra bu sevgililer gününü asla unutmayacaktır. Tabiki http://www.hediyedenizi.com/ dan alyanslarınızı yada tektaş yüzüğünüzü almayı unutmayın...

Sinema Ekranında Evlenme Teklifi:

Beraber romantik bir film izlemeye gittiniz. Film başlamadan önce ekranda kocaman bir yazı beliriyor: ‘Hülya eşim olur musun?’

Reklam Panoları Ne Güne Duruyor !!!

Düşünsenize kız arkadaşınız işten eve dönerken evine en yakın reklam panosunun üzerinde şöyle bir yazıyla karşılaşıyor: ‘Aynur benimle evlenir misin?’

Uçakta Evlenme Teklifi:

Uçakla birlikte bir yere seyahat ederken şöyle bir anons yapıldığını bir düşünsenize: ‘Şu an İstanbul üzerindeyiz ve 5 dakika sonra yere ineceğiz. Bu arada Aslı, Polat seninle evlenmek istiyor’.

Kendinizi Videoya Kaydedin:

Kamerayı kurup karşısına geçin ve sanki karşınızdaymış gibi ona olan hislerinizi anlatın. Konuşmanızı ‘benimle evlenir misin?’ sorusuyla bitirin. Emin olun bu çok hoşuna gidecektir.


Marjinal Bir Evlenme Teklifi:

Kız arkadaşınızla birlikte yaptığınız bir spor varsa, örneğin birlikte dağ tırmanışı yapıyorsanız ya da dalıyorsanız birlikte bu sporu yaptığınız zaman evlenme teklifi etmek için uygun bir atmosfer yaratabilirsiniz. Örneğin dağın zirvesine ulaştığınızda ona ‘benimle evlen’ diyebilirsiniz.

14 Ekim 2008

Sevgilinize Mutluluk Vermenin 10 İlginç Yolu

Yine zor bir aşamaya gelmiş bulunuyoruz. Yeni yıl kapımızda... Bir taraftan tatlı tatlı gözlerimize bakan bir sevgili, diğer taraftan ona beğendirilmesi gereken, sevginizin değerinin göstergesi olacak olan, anlamlı ve özel bir hediye alma zorunluluğu. Çok sevilen kişilere hediye seçmek her zaman zordur, hediyemizin sıradan ve ruhsuz bulunma ihtimali ödümüzü koparır. Ama işin aslına bakarsanız bu hiç de o kadar büyütülecek bir sorun değil; biraz yaratıcılıkla sadece sizin aşkınıza özel bir hediye, sizi O’nun gözünde unutulmaz bir sevgiliye dönüştürebilir. ‘Bu işin yaratıcılıkla ne ilgisi var?’ diyorsanız eğer, şu özgün fikirlere bir göz atın, ne demek olduğunu anlayacaksınız.


Fikir 1:
Şişedeki Mesaj adlı o pek romantik filmi hatırlıyorsunuz değil mi? Size bir şey hatırlatıyor mu bu? Evet, aynen öyle, gidip güzel bir şişe buluyoruz, böylece aşkımızı bu şişe ile resmen ilan etmiş oluyoruz. Herhangi biri işimizi görür, ama tercihen renkli ve küçük olsun. Şişenin etiket kısmına sevgilinizle birlikte çektirmiş olduğunuz, eğer yoksa sadece ona ait güzel bir fotoğrafı suyla biraz eskiterek yapıştırın, (ne de olsa denizde bulunmuş bir şişe bu), içine de biraz kum, kırmızıya boyayacağınız minik çakıl taşları, küçük bir gül ve de ona olan aşkınızı anlatan şu şiirlerden yazıp koyun. Mantar bir kapakla şişeyi kapatın ve güzel bir paket yapın. Bulabilirseniz, şişenin ve resmin etrafına yosun parçaları da yapıştırabilirsiniz, çok hoş durur. Göreceksiniz, sevgiliniz bu hediyeye bayılacak. (Bu arada kağıdın ucuna ince bir ip bağlayıp şişeden sarkıtırsanız, çıkarma aşamasında sorun yaşamazsınız.)

Fikir 2:
En güzel aşk şarkılarını dolduracağınız bir CD, sevgiliniz için son derece özel bir hediye olacaktır. Bunu CD dolduran dükkanların birinde yarım saat içinde yaptırabilirsiniz. Önemli olan şarkıların seçimi.Yada hemen sitemizden bir Kişiye Özel Beste hazırlatabilirsiniz.

Bir de kapağı mutlaka siz hazırlamalısınız. Çok kolay olacak bu, kalınca bir kağıda yine o şirin şiirlerden birini veya sevdiği şarkının sözlerini yazıp renkli kalemlerle süsleyebilir, kurutulmuş çiçekler yapıştırabilirsiniz. Bundan daha size özel bir albüm var mı dünyada?

Fikir 3:

Hemen kitap çeşidi bol olan kitap evlerinden birine gidin ve çocuk kitaplarının bulunduğu reyona dalın. Burada birbirinden sevimli kitaplar bulacaksınız. Mutlaka resimli ve de öyküsü aşkla ilgili olanlarından (mesela Pamuk Prenses, Sindirella, Uyuyan Güzel vs) birini seçin ve heyecanla evinize dönün. Yapmanız gereken diğer önemli şey, sevgilinizin resimlerinden birkaç tane edinmek. Annesi veya kardeşi bunun için size yardımcı olabilir. Bu mümkün olamıyorsa tek bir fotoğrafla idare edeceksiniz. Gerisi çok kolay ve zevkli. Kitabın kahramanlarından birine kendinizin, diğerine onun resimlerini yapıştıracaksınız (tabii ki sadece yüz kısımlarına), işte bu kadar. Ölçülerin birebir olması hiç de şart değil, hatta boyutların biraz asimetrik ve çocukça olması, kitabınızı çok daha güzel gösterecektir. İşte tamamen size özel, şirin bir hediye.

Fikir 4:
Sanatçı ruhlu ve post-modern bir çalışma için işte süper bir öneri. Bunun için ihtiyacımız olan şey 5-6 sayfalık bir gazete ve fotoğraflarınız. Ek olarak da renkli kalemler, boyalar, kalpli çıkartmalar, resimler filan; bunları siz belirleyeceksiniz. Yapacağınız şey sadece sizin aşkınıza özel bir gazete olacak. Sayfalara fotoğraflarınızı yapıştırın ve altlarına o fotoğraflarla ilgili anılarınızı (örneğin o gün ne kadar güzel/çekici olduğunu, ne kadar etkilendiğinizi, neler konuştuğunuzu, hatta onun fark etmediği ama sizden kaçmayan romantik detayları) yazın. Eğer henüz böyle anılarınız yoksa, tamamen uydurma, hayali haberler, öyküler yazabilirsiniz. Hatta böylesi çok daha komik ve eğlenceli olur. İsterseniz sadece yüz fotoğraflarınızı keserek ve gazetede zaten bulunan resimlerin üzerlerine yapıştırarak hediyenizi daha da ilginç bir hale getirebilirsiniz. Kalemler ve kalp resimleriyle de süsledikten sonra gazetenizi güzelce katlayıp paketlemeden, ama kalın, kırmızı bir kurdeleyle bağlayarak sevgilinize sunabilirsiniz. Bu arada tarih olarak Sevgililer Günü’nün tarihini yazmayı unutmayın ve bu eşsiz gazeteyle ona olan aşkınızı da böylece ilan etmiş olun. (Bu gazetenin değiştirmeyeceğiniz tek şeyi ismi olsun, bu çok daha sempatik görünecektir)

Fikir 5:
İnsanın duygularına hitap eden ilk beş şey nedir diye sorsak, tabii ki beş duyumuz deriz. Alın size parlak bir hediye fikri daha. Bu kez işimiz kutumuza sevgilimizin beş duyusuna hitap edecek olan beş güzel şey koymak. Nasıl mı? Şöyle ki; koku için minik bir parfüm, tad için kalpli bir çikolata, göz için şık bir çerçeveye koyduğunuz bir fotoğrafınız, kulak için güzel bir aşk şarkısı ve dokunma için bitkisel bir masaj yağı seçin (tutkulu aşıklara ylang ylang yağı önerilir genellikle). Hediyelerinize minik etiketler bantlayıp üzerlerine bildiğiniz bazı aşk dizelerini veya “aşkımızı daha fazla koklayabilmen için, aşkımızı daha güzel hissedebilmen için, aşkımızı daha iyi duyabilmen için..” cümlelerini yazarsanız çok daha etkileyici ve anlamlı olacaktır.

Fikir 6:
Unutmayın ki aşkın diğer bir yolu da mideden geçer. O yüzden hem mideye hem de kalbe hitap eden bir önerimiz var. Çin kurabiyelerini bilirsiniz, içinden geleceğinizle ilgili kıssadan hisse cümleleri çıkar (falım sakızı gibi). Annenizden size bunlardan birkaç tane yapmasını rica edebilirsiniz. Sizin yapacağınız tek şey, içi boş olan kurabiyelerin içine, pişmeden önce kendi aşk cümlelerinizi yerleştirmek. Bu cümleler, ünlü aşk sözleri veya şiirlerden alıntılar olabilir. Ama en güzeli, bütün cümleler çıktığında bir bütün oluşturması. Böylece hem sevgiliniz son parçaya kadar merakla bekleyecek, hem de parçaları anlamlı bir bütün haline getirmek için dizerken birlikte çok eğleneceksiniz. Yalnız kurabiyeleri şık bir kutuya yerleştirip kırmızı kurdeleyle paketlemeyi ihmal etmeyin.

Fikir 7:
Bu hediye için biraz yol almış bir ilişkiniz olması gerekiyor (en azından birkaç ay). Önce bir kutu bulun (basit bir ayakkabı kutusu işinizi görür) ve kırmızı bir kağıtla kaplayın. Sonra sevgilinizle paylaştığınız her detayı hatırlamaya çalışın. Örneğin birlikte görüp çok beğendiğiniz bir filmin VCD’sini (duruyorsa filmin biletini kapağına yapıştırarak), çok sevdiğiniz şarkının bir kopyasını, birbirinize söylediğiniz komik ve sevimli cümleleri ve aklınızda yer etmiş romantik anılarınızı yazdığınız bir mektubu, belki gittiğiniz bir maçın biletini, size verdiği çiçeğin kurutulmuş halini, hatta gözyaşlarınızı sildiği kağıt mendili, birlikte kullandığınız ve anısı olan hemen her şeyi kutuya yerleştirin, güzelce kapatıp üzerine yine birlikte çektirdiğiniz bir resminizi yapıştırıp verin. Oldukça kişisel ama çok anlamlı bir hediye olacak bu. (Henüz bu birikime sahip değilseniz bile aklınızda tutun ve gelecek sene kullanmak üzere malzeme biriktirmeye başlayın).

Fikir 8:
“Tepeden Tırnağa Aşığım Sana” cümlesini gerçeğe dönüştürmeye ne dersiniz? Öncelikle bu cümleyi güzel bir kağıda veya karta yazıp hediye kutunuzun üzerine yapıştırın. Kutunun içine gelince; işte esas eğlence burada. ‘Tepeden tırnağa’ deyimini simgeleyecek pek çok şeyi koyabilirsiniz kutuya, maksat sevgilinizi vücudunuzun her parçasıyla sevdiğinizi temsil edecek eşyalar olması. Sevgilinizin cinsiyetini bilemediğimiz için rasgele söylemek gerekirse, güzel bir bere, diş fırçası, dudak yumuşatıcısı, göz rimeli, resimli vücut dövmeleri, eldiven, çorap, sevimli iç çamaşırlar vs vs.. Dilediğiniz kadar büyütebilirsiniz listeyi, komik ve anısı olan şeyler de ekleyebilirsiniz. Burada önemli olan, ona duyduğunuz aşkınız. Bundan çok etkileneceğine ve bunları her kullandığında sadece sizi düşüneceğine emin olabilirsiniz.

Fikir 9:
Romantikler buraya. Tanıdığınız, bildiğiniz bir takıcı varsa bu öneri tam size göre. Sevgiliniz için özel bir yüzük veya kolye ucu yaptırabilirsiniz (küçük bir şey olacağı için fazla masraf çıkarmayacaktır, ayrıca mutlaka gümüşü tercih edin, altını değil). Tercihiniz yüzükse, önerimiz ikiniz için de yaptırman. Her iki yüzükte de yarım bir kalp olması son derece anlamlı olacak. Yani, “ikimiz bir bütünüz” mesajı :) Güzel bir yemeğin ardından hediyenizi verin ve çıkan yüzükleri birlikte takın. Çok romantik değil mi? Aynısı kolye ucu için de geçerli. Tabii erkeklerin kolye takabilir olması şartıyla. Özel olarak yaptırma imkanınız yoksa, sade bir yüzük veya kolye ucu alıp arkasına ismini ve aşkınızı anlatan kısa bir cümleyi yazdırabilirsiniz. Bulabilirseniz kapaklı ve içine resim koyulabilen kolye ucu süper olur.


Fikir 10
Bu önerimiz ise sevgilinizin hobilerine bağlı. Eğer maç tutkunuysa gidip bir futbol topu alıyorsunuz ve üzerine yaldızlı ve renkli kalemlerle (tuttuğu takımın renklerine dikkat, durduk yerde kavga çıkmasın) onu ne kadar sevdiğinizi anlatan cümleler yazıp kalpler ve çiçeklerle süslüyorsunuz. Aynı şeyi tuttuğu takımın formasıyla da yapabilirsiniz. Üstelik artık pek çok yerde renkli tişört baskısı yapılıyor. Sırtında sizin fotoğrafınız olan bir formayı giymek ve maçları bu formayla izlemek ikinizin de çok hoşuna gidecek. Yok eğer kahve içmeye bayılıyorsa, büyük ve sade bir kupa alın,
http://www.hediyedenizi.com/ sitemizden bu kupanın bir yüzüne birlikte çekilmiş veya sadece size ait bir fotoğrafı, diğer yüzüne de onu neden sevdiğinizi belirten birkaç cümleyi bastırın.

İşte Geleceğin Meslekleri !!!

Trend belirleyici
''Trends Journal'' dergisi, en hızlı yaygınlaşan ve büyüyen işkollarını belirleyip, geleceğin en popüler 10 mesleğini seçti.Bence vakit geçirmeden bu alanlara ağırlık vermekte fayda var.

Dikkat ederseniz artık herşey yaratıcılık gerektiriyor, trend belirleyici olabilmeniz içinde bu akımın öncüsü olmak tabiki...

Genelde hep ünlü isimler trendi belirleyen olur, yayılması daha kolaydır.Buda bir strateji tabiki :)

Eğer farklı alanlara yönelip, kendine değişik meslekler bulmak için arayış içinde olanlardansanız bir göz atın derim...

Deneyim Tasarımcısı
Perakende sektöründe çalışan bu yetenekli kişiler özellikle mağazalara gelen müşterilerin etkilenmesi üzerine odaklanıyor. Bunun içine çekici duvar boyalarının kullanılması, pencerelerin doğru yerlere açılması giriyor. Mağazada belli bir atmosfer yaratılarak, satılmak istenen eşyanın müşteri gözünde çekici olması sağlanmaya çalışılıyor.


Tıbbi Araştırmalar
Tıp, senelerden beri en popüler meslekler listesinde ilk sıralarda... İnsan ömrü uzarken, Parkinson ve Alzheimer gibi hastalıklarla savaşmak için gerekli araştırmaları yapanlar ise, tıbbın en popüler isimleri.

Web Tasarımcısı
İnternet üzerinde kendine ait bir sitesi olmayan şirketler artık müşteriler tarafından yeterince ciddiye alınmıyor. O yüzden her şirketin, her organizasyonun kendine ait bir sitesi olması gerekiyor. Bu da web tasarımcılarının gittikçe daha büyük bir öneme sahip olmasını sağlıyor.

İnternet Güvenliği
İnternet üzerinde kişisel bilgilerin çok rahat kullanılması yüzünden güvenlik programları, gelecekte bu işle uğraşanlara inanılmaz paralar kazandıracak.


Şehir Planlayıcısı
Nüfusun artması, şehirlerde hayatı zorlaştırıyor. Her türlü etkinliğin ve yerleşim bölgelerinin detaylı planlanmasını sağlamak zorlaşıyor. Bu yüzden dünya çapında birçok şehir yeniden planlanmaya ihtiyaç duyuyor.


Medya Promosyoncusu
Bu mesleği normal halkla ilişkilerle karıştırmamak lazım. Sadece dedikodu, kulaktan dolma bilgilerin yayılmasını sağlamaktan ibaret. Özellikle internet yeni çalışma alanları. Böylece bir ürün piyasaya çıkmadan bile genel tüketici tarafından tanınmış oluyor.


Yetenek Avcıları
Eğlence dünyasının ihtiyacı olan yeni yüzleri ortaya çıkarmak... Bu iş basit görünmesine rağmen birçok neslin eğlence kültürünün ve tüketim eğiliminin şekillenmesini de sağlıyor.



Satın Alma Ajanları
Özellikle büyük mağazaların nelere ihtiyacı olduğunu, hangi ürünlere raflarında yer vermesi gerektiğini, hangi ürünlerin yeterince müşteri bulamayacağını belirleyen kişiler...


Sanat Yönetmenleri
Işık, boya, kamera... Tüm bunları yönetebilen. Hem sanatçı bir kişilik hem de popüler kültüre eğilim gerektiriyor.


Haber Analistleri
İnternet muhabirler için yeni bir çalışma alanını da ortaya çıkardı. İnternet üzerinde yeni tartışma alanları, haber merkezleri kuruldu.

Dolar Milyarderlerinin İlk İşleri

Onlar hayata sıkı sıkı sarıldılar.Nerde ve nasıl başladıkları onlar için önemli değildi.Önemli olan biryerlerden başlayabilmekti.Böyle hikayeleri sevdiğim için bu ünlü milyarderlerin iş hayatlarına nasıl başladıklarını sizlerle paylaşmak
istedim.Çok şaşıracaksınız.

Arthur Blank: Bebek bakıcılığı, çamaşırhanede çalışmak ve peyzaj düzenlemesi yapmak…Çalışma hayatına bu işlerle atılan Arthur Blank, şimdi 1.3 milyar dolarlık servetiyle dünyanın en zengin iş adamları arasında sayılıyor.


Tim Blixseth:
Marketlerde ürünleri kutulama işinin ardından kereste alım satımıyla iş hayatına atıldı.Bugün 1.2 milyar dolarlık servetin sahibi olan iş adamı Timberland’ı kurdu ve gayrimenkul yatırımları yaptı. Blixseth ayrıca, Montana´da 130 bin dönüme yayılan ´Yellowstone Club´ adlı dev bir özel kayak ve golf kulübünün de kurucusu.

Danny Gilbert:
İş hayatına pizza dağıtarak başlayan Danny Gilbert bir gecede 78 siparişi yetiştirdiğini belirterek hala iddialı olduğunu söylüyor.Bankacılık ve spor alanında çalışan iş adamı bugün 1.1 milyar dolarlık servetin sahibi.
Mark Cuban :
12 yaşındayken kapı kapı gezerek çöp torbası satan Cuban, bugün 48 yaşında Dallas Maverick Basketbol Takımı´nın ve 2.3 milyar dolarlık servetin sahibi. Cuban ayrıca radyo, TV ve bağımsız video yayınlarının internetten takip edilmesini sağlayan Broadcast.com sitesinin kurucusu.


Wayne Huizenga:
Bir marangozun oğlu olan ve küçük yaşta kamyon şoförlüğü, pompacılık gibi işlerle hayata atılan 68 yaşındaki çalışan Wayne Huizenga, sıfırdan başladığı iş hayatında 2.1 milyar dolarlık bir servet edindi. Huizenga, Amerika´da çöpleri ayrıştırıp ekonomiye geri kazandıran en büyük atık yönetim şirketinin sahibi olarak 2005’te yılında ‘yılın girişimcisi’ ödülünü aldı.


Jorge Perez:
Yıllar önce Amerika’da bir emlak şirketinde işe başlayan Jorge Perez, bugün Floridalı emlak imparatoru olarak anılıyor. 1.8 milyar dolarlık serveti ise dünyanın en zengin iş adamları arasında sayılmasını sağlıyor.


James Sorenson:
James Sorenson’un kurabiye satarak başladığı iş hayatında bu noktaya geleceğinin hayal edilmesi bile güçtü. Ancak 85 yaşındaki Sorenson, medikal cihazlar ve gayrimenkul alanında çalışarak 4.5 milyar dolarlık bir servet edindi.


Michael Ilitch:
Araba yıkamacılığı yaparak başlayan iş yaşamı boyunca spor ve gıda alanlarında başarılarıyla 1.5 milyar dolarlık servet edindi.


Phillip Ruffin:
70 yaşındaki Philip Ruffin de yıllar önce bir şirkette başladığı işini bırakarak kumarhane ve gayrimenkul alanından 1.4 milyar dolar kazanacağını tahmin edemezdi.


George Kaiser:
Kitap satan bir dükkanda çalışmaya başlayan George Kaiser, petrol ve bankacılık alanında başarılı işlere imza attı ve dünyanın en zengin 100 iş adamı arasına girdi. Kaiser’in edindiği servetin değeri 8.5 milyar dolar.


William Moncrief:
Genç bir mühendis olarak başladığı çalışma hayatında petrol alanında devam etti ve 90 yaşında hayata gözlerini yumduğunda ardında 1 milyar dolarlık bir servet bıraktı.


Kenneth Hendricks:
Küçük yaşlarda babasının yanında çeşitli işlere yardım eden Kenneth Hendricks, daha sonra Spiegel gazetesinde kapıcılık yaptı. Bu yılların ardından iş yaşamında şans ona güldü ve 2.6 milyar dolarlık servetiyle o da artık en zengin iş adamları arasında…

05 Ekim 2008

Kişiye özel ayakkabı


Türkiye'de ilk kez ünlü İtalyan markaları Nicoli'nin çantalarını ve Mario Cerruti ile Luciano Barachini'nin ayakkabılarını satışa sunan kardeşler, her yaşa ve zevke hitap ettiklerini söylüyor. Seda ve Banu Yoleri, tümü el yapımı ve tek seri getirdikleri için başka kimsede olmayan modelleriyle hayli iddialı...

Her model tek

* Biz İtalya'ya gidip bütün tasarımları kendimiz seçiyoruz. Ayakkabılarımızın hepsi el yapımı. Seçtiğimiz modellerin ayak sağlığına uygun olmasına çok özen gösteriyoruz. Bir ayakkabıyı seçmeden önce giyiyoruz. Eğer rahatsız bulursak, ayakkabı ne kadar şık olursa olsun onu getirmiyoruz.

3 alana 1 bedava

* Bir ayakkabının ayak sağlığına zarar vermemesi için kesinlikle modeline uygun bir kalıba sahip olması gerekiyor. Kalıp düzgün olduktan sonra ayakkabı topuklu da olsa rahat edersiniz.

* Mağazamızda yaklaşık 150-200 çeşit ayakkabı var. Hepsinden bir seri getirdiğimiz için aynısını başkasının ayağında görmek mümkün olmuyor. Çantaları ise çabuk modası geçmeyecek modellerden seçiyoruz.

* Yeniliklerimiz arasında bir de kampanyamız var. Her ayın 15'inde '3 alana 1 bedava' sloganıyla, iki ayakkabı alan müşterilerimize düşük fiyatlı olan üçüncüsünü hediye ediyoruz.

Kaynak:
www.yehhu.com

02 Ekim 2008

Sıra dışı hediyeler

Melih Arat melih@meliharat.com

SIRADIŞI BİR YAŞAM

Sıra dışı hediyeler

Nurcan isimli bir okurumuz kendi uyguladığı bazı hediye fikirlerini göndermiş. Onun izniyle, bazılarını geliştirerek, bazılarını da oldukları gibi sizinle paylaşmak istiyorum.

Hediye Fikri 1
Önce büyük boy bir kutu alınır. İçine çok değişik ve çeşitli hediyelik eşyalar konur. Mum, mendil, toka, fincan, çikolata, oyuncak araba ya da kurşun asker ve bunun gibi. Her hediyenin ayrı bir kutusu olur ve içlerinden birer mektup çıkar. Mesela mumun paketinden onu alırken yaptığınız pazarlığın diyalog metni. “Bir milyon olmaz mı?” “Olmaz abi” “Peki, bir milyon vereyim, ama kutusu sizde kalsın.” “Olmaz abi”, “Bir milyon iki yüz elli o zaman” “Olmaz abi” “Yandaki dükkanda bir milyon ama…” “Oradan al abi” “Tamam”… (yandaki dükkana geçilir) “Yedi yüz elli bin olmaz mı?” “Olmaz abi” ve pazarlık sürer…

Oyuncak araba paketinden çıkan mektup. “Bu oyuncak arabayı kendine yakıştıramamış olabilirsin; ama bu araba özel bir araba. Çocukluğumda bana bu arabadan hediye etmişlerdi. Haftası olmadan kaybettim. Onu bulmayı o kadar çok istedim ki. Benim için dünyadaki en değerli şey bu araba olmuştu artık. Yıllarca o oyuncak arabayı düşündüm. Sana hediye ararken bu arabayı gördüm. Bir tane kalmıştı. Hemen aldım. Benim için öyle değerlisin ki, bu arabayı sana vermeye karar verdim.” Her kutunun içinden böyle samimi dille yazılmış bir mektup çıkar. Aralarına yara bandı gibi günlük hediyeler de koyabilirsiniz küçük bir notla. “Sana karşı kendimi yara bandı gibi hissediyorum; ne zaman bir derdin sorunun olursa onu dindirmeye, çözmeye sadece senin için hazırım.”

Hediye Fikri 2
Hediye vereceğiniz kişiye en sevdiği şarkıları sorarsınız. Niye diye sorarsa ‘çok zevklisin, senin dinlediklerini öğrenirsem ben de onlara odaklanabilirim` diye cevap verebilirsiniz. Sonra onun en sevdiği on şarkının yer aldığı bir kasedi/CD`yi bir kasetçi/CD`ciye doldurtabilirsiniz. Fotokopicilerin birçoğu CD etiketi de hazırlıyor artık. Kişinin fotoğrafını CD`ye de basarsanız sıra dışı bir hediye olur.

Hediye Fikri 3
Küçük bir ahşap kutunun içine, paket kağıtlarını şerit halinde keser ve koyarsınız. Bunların bir kısmı boş olabilir. Bir kısmına da sıradan saçma şeyler yazabilirsiniz. “Bunu boşuna okuyorsun. Bunda önemli bir şey yok.” “Ben kahinim, birazdan bu şeridin sonuna geleceksin.” “Bu şeritleri hazırlamak çok zaman aldı. Sen de birazcık sabret!” “Acaba bu şeritlerin içinden ne çıkacak?” “Pazartesiden sonra çarşamba gelsin istiyorum, ama olmuyor; yardımına ihtiyacım var. Beni ara.” ve arada birkaç tane de “Sen benim en değerli dostumsun/varlığımsın.” “Seni seviyorum.” gibi sözler serpiştirilebilir.

Hediye Fikri 4
Bir kitap alın ve her sayfasının üstüne ya da aradaki bazı sayfalara o kişiye özel bir şeyler yazın. Örneğin, babanıza alıyorsanız. “Babacım senin pazar kahvaltılarını hazırlamana bayılıyorum. En güzel tostu sen yapıyorsun.” “Babacım, birlikte top oynadığımız o günü unutamıyorum.” “Sana neden hâlâ en iyi baba ödülü vermediler anlamadım.” gibi sözleri serpiştirebilirsiniz.

Hediye Fikri 5
Aldığınız her hediyeyi özelleştirin; el yazınızla ya da bilgisayarda hazırlayacağınız yazılarla özel notlar koyun. Eğer dile hakim olmadığınızı düşünüyorsanız, özlü söz, fıkra kitapları size yardım edecektir. İnternet de iyi bir kaynak.

Hediye Fikri 6
Evde bulmaca gibi bir hediye hazırlayın. Bir şeyi buldukça diğer aşamayı bulsun.

Hediye Fikri 7
Bir restorana gidin. Tuvalete gittiğiniz sırada garson tepsiyle içecekleri ve hediyeyi servis yapsın.

Unutmayın en güzel hediye, elden verilen değil, buldurulan hediyedir.

Kaynak:
www.trinvest.com
Melih Arat